Ben 11 yaşımdayken ilçeden merkeze taşındık. İlk kez bir apartman ortamında yaşıyor oluşum, apartman toplantılarını da garipsememe neden olmuştu. O dönemki yöneticimiz kapı kapı gezip hafta sonu yapılacak toplantıyı haber veriyordu. Bize gelip beni görünce “Siz çocuklar da ne istiyorsanız yarın toplantıda söyleyin, ben yapacağım” dedi.
Ben bunu duyunca akşam yemeğinden sonra hemen alt kat komşumuza inip “Kayra ve Kutalp evde mi?” diye sordum, ardından da biz 3 arkadaş arka bahçede toplandık. Olayı anlattım bizimkilere, “ne isteyelim, ne yapabilirler acaba?” diye düşüne düşüne “Ağaç evimiz olsa ne güzel olmaz mıydı ?” dedik ve sonra tüüüm hayalimiz bunun üzerine şekillenmeye başladı. Ben ağaç evde resim çizip yazı yazabilmeyi hayal ediyordum, bizim çocuklar da oyuncak arabalarıyla oynamayı.
Nitekim biz o akşam karar vermiştik. Diğer çocuklara da söyleyip örgütlenmeliyiz diye düşündük fakat diğerleri bizim kadar istekli olmayınca, planımıza katılmaları için ısrar etmedik. Benim aklıma gelen plan şuydu : Ağaç evimizin olmasını çok istediğimizi anlatan bir şiir yazacaktık, sonra da onu melodili çalışıp dans hareketleriyle toplantıda apartman büyüklerine sunacaktık. Kayra ve Kutalp olumlu baktılar bu fikrime.
Ben evden kağıt kalem alıp yine koştum bahçeye. Biz o gün allem ettik kallem ettik 5-6 dizelik bir şiir yazdık, yazarken besteledik, bu da yetmedi dans hareketlerine çalıştık. Kayra’nın kardeşi Kutalp bizden biraz daha küçük olduğu için akşam eve erken girdi. Kayra ile gece 12’ye kadar bahçede bu tiyatral oyunu çalıştık. En son babamın dış kapıdan bize “E hadi çocuklar ama, saat kaç oldu ?” diye yakındığını hatırlıyorum.
Sonraki gün, toplantının olacağı gündü. Uyandık, kahvaltımızı yaptık, öğlene doğru buluşacağımız çay bahçesine gittik. Büyükler masalara oturmuş konuşmaya başlarken biz de biraz ilerideki parkta minik tiyatral oyunumuz için hazırlanıyorduk. Toplantının son anlarına doğru bizi çağırdılar, “Çocukların da isteklerini soralım” diyerek. Biz de bir elimiz de şiir dizelerimizin olduğu kağıt, diğer elimizde kalem, masaya doğru yöneldik.
Minik bir gösteri hazırladığımızı çünkü anlatacağımız şeyi çok istediğimizi söyledik. Herkes merak edip gülümsemeye başladı. Sanırım son anda Kutalp yapmaktan vazgeçmişti, o anları biraz silik hatırlıyorum. Kayra ile birlikte uzunca toplantı masasının önünde gösterimizi yaptık. Komşularımız alkışlamaya ve bizi takdir etmeye başlamıştı. Yöneticimiz “Vallahi bravo çocuklar, madem bu kadar istiyorsunuz, size sözüm olsun, arka bahçeye ağaç ev yapacağım” demişti. O an bizim yaşadığımız mutluluğu istesem de kelimelerle ifade edemem.
Nitekim 1 yıl geçti, 2 yıl geçti, 3 yıl 4 yıl derken yönetici taşındı, biz büyüdük, Kayra ve Kutalp’ler de başka bir apartmana taşındı derken bizim ağaç ev hayali de böyle kayboldu…
10 yıl geçti aradan, şu an Kayra ve Kutalp nerede ne yapıyor bilmiyorum, bu hevesimizi bile unutmuştum. Taa ki birkaç hafta önce arkadaşımla gezdiğimiz parkta bir ağaç ev görene kadar. O an hissettiğim tek duygu size anlattığım bu hatıralarımdı.
Bundan bir 10 yıl sonra da “Ağaç Evim Oldu” başlıklı bir yazı paylaşsam amma sevinirdim 🙂 Olmaması için bir sebep ( on yıl sonra toprakta bir tek ağaç kalmayıp her yer betonlaşmadığı sürece) yok. Belki diyelim, umutların sonu uçsuz bucaksız… Hayallere giden yolumuz da uuupuzun 🚂
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoş kalın,
Ece 🌼
Ece harika 😊 sanırım hepimuzde vardi bu hayal .simdi ise cocuklarim icin kuruyorum bu hayali
BeğenLiked by 2 people
Teşekkür ederiim 🙂
Umarım bir gün bu hayali gerçeğe dönüştürebiliriz de o minik evin penceresinden bakabiliriz dünyaya, sevgiler 💛
BeğenBeğen
Siz zaten İletişim Tasarımı ve Yönetimini o yaştayken gayet güzel başarabiliyormuşsunuz Ece Hanım 🙂
Umarım hayalinize kavuşursunuz. Belki önden bir Olimpos’ta pratik yapmak iyi gelir 😉
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim, ne tatlı bir yorum 🤗 Bir gün umarım, çok isterim 🌸
BeğenLiked by 1 kişi
Sizin anlatımınız da çok tatlı.
Aylin Balboa’nın da bir ağaç ev macerası vardır bilir misiniz? Onunki biraz ileri düzey gerçi ama yapılış sürecinin başından beri bildiğim için pek hoşuma gider benim. Ben Twitter’dan takip ettim hep ama Instagram’da da var. Belki yol gösterici olur. Sizin gibi tatlı bir insan zaten o da..
Tanıştığımıza sevindim.
BeğenLiked by 1 kişi
Ben de çok mutlu oldum, Balboa’yı tanımıyorum ama ismini birkaç kez duymuştum, o serüvenini de zevkle inceleyeceğim, yorumunuz ve tavsiyeniz için çok teşekkürler, sevgiler 🌸💜
BeğenLiked by 1 kişi